bu yazı şiddet içerir

11/14/2016 08:15:00 ÖS

Bu yazıya nasıl başlayacağımı gerçekten bilemiyorum. Ancak belki birileri de aynı yollardan geçiyordur ve umutsuzluğa düşmüştür , böyle şeyleri duymaya ihtiyacı vardır diye yazmak istedim. Benim için zor bir yazı olacak.

İlk kez şiddet gördüğünüz anı hatırlıyor musunuz ? Ben ilkini hatırlamıyorum. Ancak son seferini çok iyi hatırlıyorum. Burdan anlaşılacağı üzere şiddet görmüş bir kadınım. Sanki herkes şiddet görüyormuş gibi neden yazıya girdiğimi soracak olursanız Türkiye'de herkes şiddet görüyor. Kimi sokakta hiç tanımadığı biri tarafından psikolojik şiddete uğruyor , kimi gördüğü şeyin şiddet olduğunun bilincine varmıyor ,kimi akran terörüne kurban gidiyor ,  kimi de benim gibi yıllarca psikolojik ve fiziksel şiddete maruz kalıyor.

Evet ben babası tarafından yıllarca şiddete maruz kalmış bir kadınım. Sebebi ne inanın bir fikrim yok. Ama biraz tahmin edebiliyorum. Kendileri geleneksel bir aile yapısında büyümüş ve o da şiddete maruz kalmış. Kadının ses çıkarabildiğini zannediyorum ki ilk kez annem ve bende öğrendi. Annem güçlü bir kadındı. Ekonomik özgürlüğü elinde ve hatta zaman zaman evi geçindiren kişiydi. Kendini eğitebilmiş biridir. Çocuk gelişimi mezunudur dolayısıyla çocuk psikolojisinden anlar. Ancak bazen işler öyle yürümüyor..

İlk kez ne zaman oldu hatırlamıyorum ama evimizde her zaman bir korku imparatorluğu olduğunu iyi biliyorum. Annesi gözünün önünde yumruklanmış bir kadınım. Bu korku imparatorluğuna asla boyun eğmedim ve bu gördüğüm şiddeti daha da arttırdı. Yine eğmedim. Sonunda kazanan ben oldum.

Annem çocuklar ziyan olur korkusuna yıllarca buna göz yumdu. Fakat o sıralarda düşünemediği biz bu şekilde daha çok ziyan oluyorduk. Parasızlık bizim için bir ziyan olma şekli değildi. Ben bu yazıyı böyle düşünceleri olan anneler varsa diye yazıyorum. Bakın aç kalın , sokakta kalın ama çocuklarınıza bunu yaşatmayın. Mevcut şartlardan biraz daha düşük şartlar çocuğu sandığınız kadar etkilemez.

Kimseden hiçbir zaman şiddet gördüğümü saklamadım. Tabii durup dururken "merhaba ben şiddet gördüm " şeklinde değil. Çoğu insan tanışıklığımız ilerlediğinde sorar ; "Baban yok mu ? " O zaman görüşmediğimi söylediğimde neden sorusuna karşılık anlatırım. Yaşadığım anlarda da her zaman anlatmaktan yana oldum. Bu yazıyı şiddet görenler için yazıyorum. Saklamayın ! Utanmayın ! Utanması gereken siz değilsiniz. Türk toplumu geleneksel normlarından korkmayın. "Aman yavrum o senin baban " diyenlere gülün ve geçin. Haklı değiller. İster baban olsun ister annen ister kocan hiçbir bireyin hiçbir bireye şiddet göstermesi meşru değildir. Olamaz.

Bu yazıyı yaşayanlar için yazıyorum. Bir seferinde annemi koruduğum için suratıma okkalı bir tokat yedim. Bir seferinde babam eve 6 da gel dediği için ve ben 5 te gelip onu o saatte geldiğime inandıramadığım için kulak zarımı zedeleyecek kadar bir dayak yedim. Bizim evimizde tartışmanın sonucu şiddetti. Haksız olduğunu anladığı yerde vurmaya başlıyordu. Karşılık verdim asla susmadım. Karşılık verince daha çok çıldırdı. Yine de susmadım. Ben bir kadındım , ben bir bireydim ve kimse bana tokat atamazdı.

3 kez polise başvurdum. Son yediğim dayağı hatırlıyorum demiştim ya. Hatırlamamın bir sebebi polistir. Evden çıkamıyordum ve polisi arayıp , evden çıkamadığımı , babam tarafından ağır şiddet gördüğümü , gelip bir işlem yapmalarını ve koruma talep ettiğimi söyledim. Polis bana ; " Şu an kavga devam ediyor mu ? " dedi. Hayır dediğimde biz bişey yapamayız , gidip darp raporu alıp karakola başvurun dedi. Duyduğum şey karşısında şoka girdim. "Beyefendi benim vücudumda darp raporu alabilecek belirgin bir iz yok " dediğimde "O zaman biz birşey yapamayız." deyip telefonu kapattılar.

Şimdi size şiddetin bir çocuğu getirdiği hali anlatacağım. Aman çocuğum zarar görür , naparız biz diyen anneler iyi okusun burayı. 1 erkek kardeşim var. Kardeşim dünyanın en sakin , en umursamaz insanlarından birisidir. Kolay sinirlenmez , anne babaya ve hatta ablaya karşı kesinlikle cevap vermez , dünyanın en saygılı çocuklarından biridir. Üniversite okuyorum o sırada , 2. öğretimim. Okuldan çıktım eve geldim  geç bir saatti. Eve geldiğimde annemi suratı bembeyaz halde , kardeşimi titrerken , babamı odasına kapanmış şekilde buldum. Annem anlattı.. Annem ve babam kavga etmeye başlamışlar , kavga ilerlemiş , babam annemi ittirmiş. Bakın biz bu evde ne olaylar ne yumruklanmalar gördük ki kardeşim asla sesini çıkarmazdı. Babam annemi ittirince kardeşim (ki çok cüsseli bir çocuktur ) babamı tuttuğu gibi koltuğa yatırıp boğazlamaya başlamış. Elinden zor almışlar. Olay olalı 2 saat olmuş ve kardeşim hala zangır zangır titriyor. O sakin çocuk sinir krizi geçirmiş. Bu evde gördüğüm son delirme anıydı. Annem annesinin evine dönme kararı aldı. "Hayır ! " dedik kardeşimle. "Hayır biz burada kalıyoruz o gidiyor. " Öyle de oldu. Ertesi gün topladı pılını pırtısını gitti. Hemen dava açıldı ve boşandılar. Boşandığında annem 40 yaşındaydı. 40 yaşında bir kadın bu kadar yeter dedi ve bunu yaptı.

Değişir demeyin değişmiyor. Geçer demeyin geçmiyor. Çocuktur hatırlamaz demeyin , onarılmaz yaralar kalıyor. Bir kerecikten bir şey olmaz demeyin , bir kere yapan bir daha yapıyor.

Yaşadığımız son olayı da anlatayım. Görüşmüyordum kendisiyle. Düğünümü basmaya kalkıp , annemi tehdit etmiş. Bunu düğünden sonra öğrendim. Baba ya neden düğüne çağrılmadım hesabı :) Bunu öğrenince Aile ve Sosyal Politikalar bakanlığını aradım. Durumu bildirdim , tehdit edildiğimizi , durumun değerlendirilmesini , uyarılmasını , gerekirse tehdit ve hakaretten dava açacağımı güzel bir şekilde anlattım. Aldığım cevap ; "Kimlik numarasını vermeniz gerek." . Kardeşim ben nerden bileyim kimlik numarasını ? Görüşmüyorum diyorum kimlik numarası diyor. Mıymıy sesli kadın biz bişey yapamayız deyince bağırıp telefonu kapattım.

Şimdiki durumu merak ediyorsanız , görüşmüyorum.Eksikliğini hissetmiyorum , son derece mutluyum.  Erkek kardeşim bazen görüşüyor. Annem çok çok mutlu. Ondan ayrıldıktan sonra yeni bir iş buldu ve çok başarılı. Kendisini daha çok geliştirdi. Bize hiçbir konuda eksiklik hissettirmedi. Hükümet gibi kadın derler ya hah tam öyle :) Hatta sonra ruhen o kadar gençleşti ki , mahkeme bittikten sonra nüfus kağıdından soyismini değiştirmeye gitti. Yeni fotoğrafını verdiğinde , memur anneme demiş ki ; "boşandıktan sonra çok gençleşmişsiniz" :)

Bu ülkede hakkınızı arayamıyor olabilirsiniz. Ancak çalışacak bir iş , yiyecek bir ekmek mutlaka bulursunuz. Bir kadın olarak birine muhtaç değilsiniz. Aman susayım da kavga çıkmasın demek zorunda değilsiniz. Siz bir bireysiniz , sizin fikirleriniz ve fikirlerinizi ifade etme özgürlüğünüz var. Hala bu şekilde mi yürüyor işler bilmiyorum ancak aile sosyal politikalar bakanlığında çalışan bir arkadaşımdan öğrendiğime göre artık çok daha özenliler. Lütfen böyle bir durumda gidin ve başvurun. Kadın sığınma evlerinden korkmayın. Komşunuzdan kavga sesi geliyorsa lütfen kulaklarınızı tıkamayın , polisi arayın. Yolda çocuğunu hırpalayan birini görürseniz lütfen yanına gidip ona şikayet etme hakkınız olduğunu ve devam ederse devletin çocuğu elinden alma hakkı olduğu konusunda onu uyarın.  Gözlerinizi , kulaklarınızı kapatmayın. Allah hidayet verir de değişir diye beklerseniz o evden birgün ölünüzü çıkartma olasılıkları çok yüksek. Bir şeyden korkacaksanız eğer bundan korkun. Anlatın. Susmayın. Utanmayın.

Yazımı komik bir olayla noktalıyorum. Bu evde aslan kesilen beyefendi , bir gün trafikte magandalık yapıyor. Artık kadın sürücüyü kıstırdı mı , üzerine mi kırdı direksiyonu naptı tam bilemiyorum. Klasik kadın sürücülerin yaşadığı sıkıntılardan birini yapıyor muhtemelen. Kadın sürücü , arabadan iniyor bizimki maganda tavırlara devam ediyor. Kadın sürücü bizimkine okkalı bir tokat atıyor, arkasını dönüp arabasına binip gidiyor  :) Eve geldiğinde şoktaydı ve uzun bir süre şoku üzerinden atamadı.

Velhasıl canım kadınlar bu olaydan anlaşılacağı üzerine , her şey sizin elinizde. Kirpiğimiz yere düşmesin , öperim güzel gözlerinizden :)

You Might Also Like

0 yorum

Populer Gonderiler